PAROJE • TÜRK STARTUPLARININ DURUMU

2017'den bu yana ekosistemi destekleyen bir dizi regülasyon, ekosistem paydaşlarının sürekli gelişimi, ikinci fonlarını kurarak deneyim kazanan sermaye girişimleri ve birbiri ardına gelen başarı hikayeleri ile Türkiye girişim ekosistemi yeni bir seviyeye ulaştı. Türkiye girişim ekosistemi, global girişim sayısının hızla arttığı yeni bir döneme girdi ve biriktirdiği deneyim zenginliği ile gelişmekte olan pazarlar arasında üst sıralarda yer almak için çabalamaya başlamıştır.

Hızlı Bir İnceleme

Türkiye'de hızlandırma programları, kuluçka merkezleri, melek ağlar ve girişim sermayeleri tarafından desteklenen tam işlevli bir girişim ekosistemi, 2010'ların başından beri oluşmaya devam ediyor. Bu konjonktür içerisinde startuplar yatırım almaya başladı, yerel liderler ortaya çıktı ve yeni kurulan yerel sermaye girişimleri ilk kez yatırım yapmaya başladı. Türk girişim ekosisteminin bu yeni oluşan dönemi “Öğrenme Çağı” olarak biliniyordu. Bu dönemin en belirgin özelliği, girişimlerin küreselleşme konusundaki deneyimsizlikleri nedeniyle büyük yatırımlar almak için gerekli kriterlere ulaşmakta zorlanmalarıydı. Bütün bunlar ekosisteme yapılan toplam yatırım tutarının yıllık 100 milyon dolardan az olması ile neticelendi.

Bu dönemde girişimciler için en büyük motivasyon yerel lider olmaktı. Çünkü o ana kadar gördükleri en büyük başarı hikayeleri yerel liderlerden gelmişti. Bu dönemde birbiri ardına kuluçka merkezleri, hızlandırma programları ve ortak çalışma alanları açıldı. İlk kez girişim sermayesi fonları ve melek ağları kuruldu.

2010'dan 2016'ya kadar hızlandırıcı program sayısı yaklaşık 4 kat artarak 29'a ulaştı. Kuluçka merkezi sayısı 5,5 kat artarak 51'e, ortak çalışma alanı sayısı 11 kat artarak 23'e çıktı. Bu dönemde küreselleşme hayali vardı ve birçok yöntem deneniyordu (uluslararası hızlandırıcı programlar, Silikon Vadisi turları, satış odaklı programlar vb.) ancak çok öne çıkan çarpıcı bir durum yoktu.


Kazanç Yılları 

Öğrenme sürecinde ilerleyen Türkiye startup ekosistemi, 2017 yılı başından itibaren “Deneyimli” dönemine girdi. Bu döneme girilmesindeki en büyük faktörlerden biri de Getir'in ancak büyük riske girilirse büyük kazanılır mottosuyla hareket etmesi ve yüklü miktarda kazanç sağlamasıydı.

2017 yılı yıllık 100 milyon dolarlık yatırımın aşıldığı yıl olmasına rağmen 2017 ve 2018 yılları sermaye girişim fonlarının ikinci fonlarını kurma çabalarıyla geçti. Dolayısıyla 2020 yılından itibaren yatırım miktarındaki sıçrama biraz gecikmeli de olsa ivme kazandı. 2020 yılında oyun sektöründen gelen güzel bir haberle Türkiye'nin startup ekosistemi ilk kez dünyada liderler çıkaran bir sektöre sahip oldu ve diğer tüm sektörleri bir anlamda eğitmeye başladı.

2022 yılı hem Peak'in 1 milyar dolar barajını aşıp 1,8 milyar dolara çıkan ilk Türk girişimi olması, hem de Rollic'in kuruluşundan 21 ay sonra hisselerinin %80'ini 180 milyon dolara satması ile tüm ekosistem başka bir boyuta taşındı. 2021 yılında yine oyun sektöründen olan Dream Games, kuruluşundan sadece 23 ay sonra unicorn olan en hızlı Türk girişimi oldu.

İkinci fonunlarını kuran deneyimli fonlar, başarı hikayeleri ve birçok regülasyon sayesinde yeni kurulan fonlar, 2021 yılında Türkiye startup ekosisteminin yatırım harcamalarını bir milyar doların üzerine çıkardı ve 329 yatırım turunda 1.634 milyon dolar yatırım yaptı. Getir tek başına 2021'de 983 milyon dolar, 2022'nin ilk dokuz ayında ise ek 768 milyon dolar topladı. Bu tutarlar çıkarıldığında bile 2021 ve 2022'deki yatırım tutarları 2020'ye göre 4 kattan fazla.

Getir anlaşmaları hariç tutulduğunda yatırımlar 2021'de 651 milyon dolar, 2022'nin ilk 9 ayında ise 727 milyon doları buldu. Tüm dünyada yaşanan ekonomik daralmaya ve yatırımlardaki azalmaya rağmen startup yatırımlarındaki bu büyüme, ekosistemin büyüdüğünün en somut kanıtı.


Türkiye’de Startup Ortamı

Türk hükümeti, girişimlerin kurulmasını ve büyümesini sağlamak için çeşitli programlar ve politikalar sunan Türkiye'deki girişim ekosisteminin çok aktif ve güçlü bir destekçisidir. 2012'den başlayarak, devlet kurumları yerel girişim danışmanlarının, hızlandırıcı programların, melek ağların, işletmeyi uluslararasılaştırma programlarının, risk sermayesi fonlarının ve kitle fonlaması platformlarının geliştirilmesini sağladı ve destekledi.

Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK), TÜBİTAK BiGG Programı aracılığıyla 2012 yılından bu yana fikir aşaması girişimlerine hibe sağlıyor. 2021 yılında 268 fikir aşaması girişimin her biri 200.000 TL hibe aldı; 2022 yılında da 178 girişime 450.000 TL hibe verildi.

Pandemi Sonrası Startup Ortamı Ne Durumda?

Özellikle pandemi döneminde 3-4 yıl öncesinden ışınlanan dijitalleşme dalgası, Türkiye'de bazı dikey gelişimlere sahne oldu ve pandemi sonrasında da ivme kazanmaya devam etti. Bu gelişmelerin başında Trendyol'un bir decacorn haline gelmesiyle ivme kazanan e -ticaret sektörü geliyor. Bu sektördeki talep patlamasına, aynı gün teslimat gibi çözümlerle hareket kazandırılan lojistik ve dolum alanları eşlik ediyor.

Yine pandemi nedeniyle Türkiye'de deeptech ve biotech alanında güzel gelişmeler oldu, fon sayısı arttı, girişimcilerin kullanması için yeni laboratuvarlar açıldı. Bunlar , diğerlerine göre  çok sabır isteyen alanlar olsa da önümüzdeki yıllarda bu alanları yukarı doğru iten gelişmeler olacağına dair ipuçları var.

Son olarak özellikle Martı'nın yarattığı başarı hikayesi ile mobilite sektörü de ivme kazanmış ve düzenleyicilerin desteği ile pek çok yeniliğin önünü açacak bir ortam oluşmaya başlamıştır. Bu da bu sektörün Türkiye'nin de gündemdeki konularından biri olduğunu söylemeyi mümkün kılıyor.

Kaynak:

“The State Of Turkish Startup Ecosystem” An In-Depth Analysis and Evaluation. Startups Watch. Istanbul, Türkiye (October 20, 2022)