Son yıllarda giderek daha fazla duyduğumuz
kavramlardan birisi de “şirket birleşme ve satın alma” kavramı. Genel olarak
yan yana kullanılan, hatta günlük hayatta biri olmadan diğerinin kullanımına
çok da rastlanılmayan bu terimsel ifadeler, mali ve hukuki açılardan bazı
noktalarda birbirlerinden ayrılırlar.
Şirket birleşme ve satın alma kavramları,
İngilizce “Merger” birleşme ve “Acquisition” satın alma kelimelerinin birlikte
kullanımından dolayı dilimize de bu şekilde geçmiştir. Bu iki İngilizce
kelimenin baş harflerinden oluşan M&A kısaltması yaygın olarak bu kavramı
ifade etmek için kullanılmaktadır. M&A en basit şekliyle ve pratik
hayattaki kullanımı şekli ile iki veya daha fazla şirketin alım ve satım
işlemleri ve süreçlerini ifade eder.
Söz konusu kavramları daha yakından
incelediğimizde ise;
Şirket Birleşmeleri; iki veya daha fazla
şirketin, bir takım stratejik ve finansal hedefler doğrultusunda güçlerini
birleştirerek yeni bir kurumsal kimlik oluşturmaları ve kural olarak eşit
paylara (veya ortaya koydukları sermaye dağılımınca) sahip olarak yola devam
etmeleridir. Diğer bir ifadeyle iki veya daha fazla şirket bir potada
eritilmekte ve daha güçlü tek bir şirkete dönüşmektedir. 1998 yılında Daimler
ve Chrysler şirketlerinin birleşmesi ve yola Daimler-Chrysler olarak tek bir
çatı altında devam etmeleri tipik bir birleşme örneğidir.
Şirket Satın Almaları ise; bir şirketin
hisselerinin ve varlıklarının, tamamının veya belli bir kısmının başka bir
şirket tarafından satın alınmasıdır. Bu işlemde alıcı ve satıcı arasında
karşılıklı bir hisse/sahiplik değişimi söz konusudur. Hisseleri satın alan
şirket, satın aldığı pay oranında şirket üzerinde söz sahibi olmaktadır. Bu
oran genellikle % 50’den fazladır ve böylelikle şirketin yeni sahibi hakim
ortak konumuna gelmektedir. 1999 yılında İngiliz telefon devi Vodafone’un,
Alman telekomünikasyon şirketi Mannesmann’ı 202.785 milyar dolara satın
almasıyla tüm zamanların en büyük satın alma işlemi gerçekleşmiştir. Bu satın
alma işlemiyle Vodafone, Mannesmann’ın toplam % 99,1’lik hissesine hakim
olmuştur.
Her ne kadar net bir istatistiki veri
bulunmasa da söz konusu M&A işlemlerinin çok büyük bir çoğunluğun satın
alma yani “Acquisition” olarak gerçekleştiği tahmin edilmektedir. Birleşme yani
“Merger” işlemlerine, satın alma işlemine kıyasla çok daha az rastlanır.