Bir
projeyi ya da iş fikrini hayata geçirme sürecinde girişimciler
hukuki,ekonomik,teknolojik vb. farklı farklı konularda sayısız problem ile
karşı karşıya kalırlar. Girişimcilerin bu problemlerle tek başlarına başa
çıkmaları ve şirketlerini kurup başarıyla idame ettirmeleri oldukça zordur.
Bununla birlikte, başarı elde eden girişimciler hayatımızdaki önemli sorunlara
çözüm bulmakta ve ekonomik olarak ülkeye ciddi katkı sağlamaktadır. Bu önemli
ekonomik ve sosyal katkının farkına varan kamu ve özel kuruluşlar ön kuluçka ve
kuluçka merkezleri ile hızlandırma programları kurarak farklı süreçlerdeki
girişimcilerin problemlerini çözmeye ve bir çok açıdan girişimcilere destek olmaya başlamıştır. Ön kuluçka, kuluçka
merkezleri ve hızlandırma programlarını birbirinden ayıran temel özellik de
farklı süreçlerdeki girişimcilere hitap etmeleri ve desteklemeleridir.
Ön Kuluçka Süreci
Ön
kuluçka genellikle teknoloji odaklı iş fikri veya projesi olan, bu fikrini
gerçeğe dönüştürmek için tek başına ya da bir takım ile çalışmalarına başlamış
ancak şirketleşmemiş girişimlerin bulunduğu süreçtir. Ön kuluçka sürecindeki
girişimcilerin fikirlerinin ne kadar uygulanabilir, ticarileştirilebilir,
ölçeklendirilebilir vs. olduğunu anlamaları için belirli eğitim, mentorlük ve
danışmanlık hizmetleri almaları gerekir. Ön kuluçka merkezleri erken aşamadaki
girişimcilere ortalama altı ay ile bir
yıl aralığında bir süre için bu imkanları sağlar. Bunlara ek olarak
girişimcilerin ihtiyaç duyduğu açık ofis, ortak çalışma alanı benzeri fiziki
imkanlar ön kuluçka merkezleri tarafından girişimcilere sağlanır. Girişimcilere sağlanan bu imkanların süresi
girişimlerin hangi sektörde faaliyet göstereceğine göre de değişmektedir.
Yazılım odaklı girişimlerin bu aşamayı ortalama altı ayda tamamlaması beklenirken
sağlık dikeyinde faaliyet gösteren girişimler için bu süre uzayabilmektedir.
Girişimciler
ön kuluçka merkezlerinde aldıkları bu destekler ile fikirlerini netleştirerek doğru
ve uygulanabilir bir iş planı kurarlar. Bu safhada mentor ve danışmanların
bilgi ve tecrübelerinden faydalanarak iş fikrini değiştiren ve daha yapılabilir
bir iş fikrine yönelen girişimcilerin sayısı oldukça fazladır. Ön kuluçka
safhasında önemli olan işi yapabilecek ekibi kurmak ve para kazandıracak doğru
iş planını yapabilmektir. Ön kuluçka sonunda girişimciler doğru ve detaylı bir
iş planıyla şirketleşip planlarını uygulamaya geçmeye hazır olurlar. Bundan
sonra kuluçka süreci ile çalışmalarına devam ederler. Ön kuluçka süreci erken
bir aşama olduğu için girişimciler genellikle TÜBİTAK ve KOSGEB gibi devlet
kurumlarından finansal destek alırlar. Risk sermayesi fonları ve melek
yatırımcılar bu aşamada nadiren yatırım yaparlar. Ülkemizde ön kuluçka
aşamasını başarı ile yürüten ön kuluçka merkezlerine İTÜ çekirdek ve ANAÇ ön
kuluçka merkezi örnek olarak gösterilebilir.
Kuluçka Süreci
Ön
kuluçka sürecinin sonunda iş planını tamamlayan ve şirketleşmeye hazır hale
gelen girişimciler kuluçka sürecine geçmiş olurlar. Girişimcilerin kuluçka
süreci boyunca ön kuluçka sürecine benzer olarak fiziksel imkanlara ve eğitim,
danışmanlık, mentorluk hizmetlerine ihityaçları devam eder. Girişimcilerin bu ihtiyaçları kuluçka
merkezindeyken de karşılanır. Kuluçka sürecinin uzunluğu girişimin hangi
dikeyde olduğuna göre 1-3 yıl arasında değişmektedir. Sağlık, gıda vb. sertifika
ve patent alım süreçleri uzun süren girişimler kuluçka dönemini yazılım
şirketlerine göre daha uzun geçirmektedir.
Girişimciler
kuluçka aşamasında şirketlerini kurarlar ve en yalın ve sade ürünlerini
(minimum viable product) üretirler. Bu aşamada özellikle ürün geliştirirken
girişimcilerin ihtiyaç duyduğu teknik destekler kuluçka merkezleri tarafından
sağlanır. Ürün geliştirildikten sonra girişim sürecinin yapılması ve
yönetilmesi en zor aşamalarından biri olan ürünün ticarileştirilmesi
çalışmaları başlar. Bu aşamanın zor olmasının temel sebebi ticarileştirme
çalışmalarının maliyetli olmasıdır. Oluşan maliyetlerden dolayı şirketlerin
finansman ihtiyacı artar ve yeni destekler bulması gerekir. Bu süreç
girişimcilerin bulunduğu sektöre ya da geliştirdikleri ürüne göre daha farklı
işleyebilir. Örneğin, sağlık alanındaki girişimcilerde lisans hakları ve
sertifikalar ciddi maliyet oluşturmaktadır.
Girişimlerin
kuluçka aşamasında melek yatırımcılardan ve risk sermayesi fonlarından yatırım
almaları ön kuluçka sürecine göre daha kolaydır. Kuluçka merkezleri şirketlerin
finansman arama süreçlerinde meet-up, demoday benzeri etkinlikler düzenleyerek
bünyelerindeki şirketlerin görünür olması ve yatırım bulabilmesi için destek
olmaktadır.
Ülkemizde
devlet destekli ve özel sektör destekli olarak çeşitli kuluçka merkezleri
bulunmaktadır ve bu merkezlerin sayıları her geçen gün artmaktadır. ODTÜ ATOM
kuluçka merkezi, Boğaziçi HayalEt kuluçka merkezi ve TEB girişim evi örnek olarak
verilebilir.
İş
planları ve ekip özellikleri ile ön plana çıkan ve girişimcilik ekosisteminin
işleyişi ile ilgili farkındalığı yüksek girişimciler ön kuluçka aşamasını
atlayıp doğrudan kuluçka merkezine yerleşebilmektedir.
Hızlandırma Süreci
Hızlandırma, ürününü ortaya çıkarmış,
ticarileşme çalışmalarına başlamış ancak pazar payı elde etmekte ve
globalleşmekte problemler yaşayan şirketlerin hızlandırma programları ile
problemlerinin çözüldüğü süreçtir. Hızlandırma kavramı girişimcilik dünyası
için de yeni bir model olarak sayılabilir. Dünyadaki ilk hızlandırma programı
2005 yılında kurulmuş ve hala çalışmalarına devam eden Y Combinator’dır. Yeni
bir model olması ve girişimcilerin ihtiyaçlarına göre sürekli kendini
yenilemesi nedeniyle kuluçka sürecinin devamı olarak nitelendirmesi doğru
değildir.
Hızlandırma
programları ön kuluçka ve kuluçka süreçlerinden oldukça farklı geçmektedir.
Programı düzenleyen kuruluşlar program süresini genellikle 6-12 ay gibi bir
süreyle kısıtlar ve programa tüm şirketlerin aynı anda başlamasını ister.
Böylelikle tüm şirketler aynı eğitimlere ve etkinliklere aynı zamanda
katılmakta ve yatırımcıların karşısına aynı zamanda çıkmaktadır.Bu durum
şirketlerarası rekabetin ve etkileşimin fazla olmasını sağlamaktadır.
Hızlandırıcı
programlara katılan şirketlerin ürünleri hazır ve ticarileşme çalışmaları
başlamış olduğu için bu şirketler genellikle gelir elde etmeye başlamış
olurlar. Ayrıca bu aşamada şirketin satış,ciro,kar vb. beklentileri ile gerçekleşen
değerleri karşılaştırmak mümkün olmaya başladığı için bu şirketler risk
sermayesi fonlarının ve melek yatırımcıların ilgisini çekmektedir. Özel
şirketler ve fonlar sadece hızlandırma programındaki şirketlere yatırım
yapmamakta, aynı zamanda sıklıkla hızlandırma programları da organize
etmektedir. Bayer ve Türkiye İş Bankası hızlandırma programı (WorkUp) organize
etmiş şirketlere örnek verilebilir.
Girişimciler
yenilikçi iş fikirleri, hızlı ve esnek yapıları itibariyle ağır karar veren
hiyerarşik yapıdaki özel kurumlardan ayrışmaktadır. Bu özellikleri sebebiyle de
hem ekonomik hem sosyal olarak önemli konumdadırlar. Bundan dolayı
girişimcilerin bulundukları aşamaya, yani iş planları, geliştirdikleri ürünün
durumu, ticarileşme durumları vb. kriterlerin ne kadarını yerine getirdiklerine
göre devlet ve özel sektör tarafından desteklenmesi oldukça önemlidir.
Girişimler gerekli destekleri aldığında yatırımcısı için çok karlı bir yatırım
olabilmektedir. Bunlardan dolayı, hem girişimcilik ekosisteminin hem de ön
kuluçka, kuluçka merkezleri ve hızlandırma programlarının bütçeleri ve sayıları
artmaya devam edecek, böylelikle ekonomideki önemleri daha da artacaktır.